Çanakkale Destanı

18 Mart 2015 günü yazıyorum bu yazımı.

Sadece Türklerin kaderini değil, tüm mazlum ülkelerin ve insanların kaderini değiştiren destanın 100 yıldönümü.

Emperyal amaçlarla ülkemize saldıran, o dönem, dünyanın en güçlü donanmasının çaresiz kaldığı günün 100 yıldönümü.

Ünlü şairimiz Mehmet Akif’in, Çanakkale Şehitleri için yazdığı şiirin bir mısrasındaki gibi “Gel seni tarihe gömelim desem, sığmazsın.” Siz, Çanakkale Şehitleri ve Gazileri, ne bir köşe yazısına ne de romanlara sığmazsınız. Tarih bile canlansa anılarınızın önünde saygıyla eğilirdi.

Bugün her hafta yazdığım uluslararası ilişkiler ile ilgili gelişmeleri yazmıyorum. Oysa çok önemli gelişmeler vardı.

Bugünün, dış politikasına bile yön veren Çanakkale Destanı’nın yanına başka bir şey yazmayı uygun görmüyorum.

Evet, biliyorum bugün de sizin yaptıklarınıza, anılarınıza saygısız insanlar var. Hiç önemsemeyin onları. 100 yıl önce düşman karşısında, sizin üzerinize konan sinekler kadar bile, sizi rahatsız edemezler.

İngiliz Elçi’den 100 yılın tweeti

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 100’üncü yıldönümü büyük coşkuyla kutlandı. Edirne’den Ardahan’a, Lefkoşa’dan Bakü’ye kadar uzanan tarihi gurura İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore da katıldı. Moore, Twitter hesabından, “Bütün Türk dostlarımızın Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nü saygıyla kutlarım. Çanakkale’de tüm taraflar cesurca çarpıştı ancak hak edilmiş zaferi kazanan Türkler oldu. Çanakkale geçilmez” mesajını paylaştı.

Bu Çanakkale’de savaştığımız ülkenin, elçisinin tweeti bile sizlerin suratında şamar gibi patlamadıysa, artık sizler için yapılacak bir şey yok demektir.

Manisa ili Saruhanlı Köyü’nden savaşa gönüllü giden, dedem Emiroğlu Halil ve tüm şehit ve gazilerimizin ve onların yarattığı eşsiz Komutan Mustafa Kemal’in anıları önünde saygı ile eğiliyorum.