Putin'in Rusya'daki konuşması
- Orhan AYBER
- 17 May 2013
- 2 dakikada okunur

Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin, Duma'da (Rusya yasama meclisi) bir konuşma yaptı:
"Rusya'da Ruslar yaşar, herhangi bir azınlık Rusya'da çalışmak ve yaşamak istiyorsa Rusça konuşmalı ve Rus yasalarına saygılı olmalıdır. Eğer şeriat hukukunu tercih ediyorlarsa o yasaların geçerli olduğu ülkelere gitmelerini tavsiye ederiz. Rusya'nın azınlıklara ihtiyacı yoktur, onların ülkemize ihtiyacı vardır. Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar yasalarımızı değiştirmeyeceğiz vee onlara özel ayrımcılık tanımayacağız. Bir ulus olarak ayakta kalmalıyız."
Bu konuşma Duma'da ayakta alkışlandı.
Putin daha önce de Rusya'daki farklı etnik azınlıkları kışkırtan Batılı vakıfları, başta Soros Vakıfları olmak üzere ülkesinden kovmuştu.
Putin'in konuşmasında daha Atatürk'ün Cumhuriyet başlangıcında söylediği şu sözün etkisi gözlemlenir: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran millete 'Türk Milleti' denir.
Atatürk'ün bu devrim niteliğindeki sözü, bizi bugüne kadar bir ulus devlet olarak bir arada tutmuş, Anayasa'da tek devlet, tek bayrak ve tek dil olarak yerini almıştı.
Ta ki bugünkü iktidar ülkeyi yönetmeye başlayana kadar...
Şimdi Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirmeye kalkanlar pek çok yandaşı da bilerek veya bilmeyerek yanlarına almışlardır.
İşte bunlar tam zamanında İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in "Türk Milleti ve Kürt Milliyetçiliği eşit değildir" sözünü çarpıtmışlar, faşistlikle suçlamışlardır. Üstelik kendi partisi içinde bile karşı çıkanlar olmuştur.
İşte bunlardan bir grup, "Kalıcı barış istiyoruz" diyerek, imza kampanyası başlatmıştır. Üstelik bunlar kendilerini sol kanat olarak adlandırmışlardır.
Solculuk nedir?
Hala 'sol siyaset nedir?, sağ siyaset nedir?' i öğrenememiş toplumumuzda laiklik-solculuk, muhafazakarlık-sağcılık, sunni mezhep-sağcılık, alevilik-solculuk, kürt ırkçılığı-solculuk, Türk milliyetçiliği ve ulusalcılığı sağcılık olarak algılayan bir ülkenin demokrasisi de ancak bu kadar olur.
Fransa Devrimi'nde arsitokratlar ile halk temsicilerinin parlamentoda ayrı ayrı oturmaları sonucu çağdaş demokrasilerde siyasetin simgesi haline gelen bu sözcüklerin 75 yıllık sözde demokrasi sürecinde, halen bilim adamları, siyasetçi ve yandaş medyada sağ ve sol siyasetin böyle algılanması utanılacak bir olaydır.
Ne zaman "T.C." kaldırmak solculuk oldu?
Ne zaman ülkeyi bölmek, Sevr haritaları ile poz veren BDP milletvekili ile aynı safta bulunmak solculuk oldu?
-Solculuk şu anda haritada yerini bile pğek çok kişinin gösteremeyeceği bir kaç ülke dışında dünyada gelir dağılımı en kötü ülke olan Türkiye'nin yoksullaşan köylüsünün, üreticisinin ve emekçisinin yanında olmaktır.
-Solculuk taşeronlaşmanın karşısında sendikal hakları ile mücadele eden işçinin yanında olmaktır.
-Solculuk ülkeyi, Washington ve Brüksel'den değil, Ankara'dan yönetmekten yana olmaktır.
-Solculuk vatanın bölünmesine karşı ulusal bütünlüğümüzün yanında olmaktır.
Emperyalizmin kuşattığı ülkemizde göğsünü halkının haklarını korumak için bu kuşatmaya siper etmeyenler ne solcu olur ne sosyal demokrat olur ne de sosyalist olur.
Comments